İsim ve fiillerin birlikte kullanıldığında özel anlamı olan bir çok deyim vardır.
make a cup of coffee
do some work
have breakfast
Make kelimesini genellikle üretmek, yaratmak anlamı içeren cümleler yapmak için kullanırız.
They made a fire in the woods. (Odunları ateşlediler.)
Shall I make some coffee? (Ben biraz kahve yapacak mıyım?)
He made some sandwiches for lunch.
(Öğle yemeği için biraz sandviç yaptı.)
Make kelimesini deyim yapmak içinde kullanırız.
| Excuse me. I have to make a phone call. | Affedersiniz. Telefonla arama yapmalıyım. |
| He makes a lot of mistakes in this work. | Bu işde birçok hata yapar. |
| I couldn't sleep because the neighbours were making a lot of noise. | Komşular çok gürültü yaptıkları için uyuyamazdım. |
Do kelimesini iş yapmak, özel meslekleri yapmak anlamında cümleleri oluşturmak için kullanırız.
| Have you done your homework? | Ev ödevinizi yaptınız mı? |
| He offered to do the washing-up. | Çamaşır yıkamayı teklif etti. |
| We're going to do some shopping. | Biraz alışveriş yapacağız. |
| I haven't done much work today. | Bugün çok iş yapmadım. |
Yapılan etkinliklerden bahsedilirken < have + noun > kalıbı kullanılır.
| I'm going to have a shower in the morning. | Sabahleyin duş yapacağım. |
| We usually have lunch at about 1 o'clock. | Genellikle 1'de öğle yemeği yeriz. |
| I'm having fish for dinner tonight. | Bu gece akşam yemeği için balığım var. |
| I had a swim in the sea this morning. | Bu sabah denizde yüzdüm. |
Duygu ifade eden cümlelerde duyguları tanımlayan sıfatlarla
< get > kelimesini kullanırız.
| I'm getting tired now. I need a rest. | Şimdi yorgunum. Dinlenmem gerekiyor. |
| They're late and I'm getting worried. | Onlar gecikti ve ben endişeliyim. |
| I got angry and shouted at them. | Öfkelendim ve onlara bağırdım. |
Mevcut durumun değiştiğini ifade eden cümlelerde < get > kelimesini kullanırız.
| We got lost in Paris. | Paris'de kaybolduk. |
| It's getting cold. | Nezle oluyor. |
| Jane was very ill, but she's getting better. | Jane çok hastaydı fakat düzeliyor. |
| They got married three years ago. | Üç yıl önce evlendiler. |
| It rained heavily and I got very wet. | Yoğun yağmur yağdı ve ben çok ıslandım. |
Bir duygunun sebebinden bahsederken
< make + someone + adjective > kalıbını kullanırız.
| He made us very angry. | Bizi çok kızdırdı. |
| The news made him happy. | Haber onu çok mutlu etti. |