Bir yaz günü aslan su  içip serinlemek amacıyla bir su başına gelmiş. O sırada yabandomuzu da suya  eğiliyormuş. Aslan:
- Çekil bakalım da suyumuzdan içelim, " demiş.
-  Ne demek çekil?, demiş yabandomuzu. Biz hayvan değilmiyiz? Bizde su içmez miyiz?  Amma şey asıl sen çekil!
"Sen çekil, hayır sen çekil..." derken işi dövüşe  çevirmişler. Nasıl bir dövüş? Kıyasıya, kırasına, öldürüp ölmecesine! Kan ter  içinde kalmışlar. Ayrılıp bir solukluk dinlenmede ne görsünler? Tepedeki  ağaçlara akbabalarla kara kargalar konmuşlar:
"Aman birbirlerini hemen  öldürseler de leşleri bize kalsa..." diye bekleşmiyorlar mı?
Hem aslanda hem  yabandomuzunda şafak sökmüş:
"Aman, kavgayı dövüşü boş verelim! Eski  dostluğumuza dönelim. Bu akbabalarla kara kargalara yem olmayalım, iyisi  budur..."Demişler, yollarına gitmişler. 
(Dövüşüp sövüşmek  iyi mi? Barış içinde yaşamak varken üstelik... Dövüşenler için son her zaman  kötüye varır, bir kazanç getirmez.)