En az iki sözcükten meydana gelen, sözcüklerden en az birisi mecaz anlamıyla  		kullanılan, cümlede eylem bildiren söz öbekleridir. Deyimi oluşturan sözcükler  		çoğu zaman kendi anlamlarından uzaklaşmış görülürler. Örneğin; “Haberi duyunca  		etekleri zil çaldı.” cümlesinde “etekleri zil çalmak” çok sevinmek anlamına  		gelen bir deyimdir. Ancak burada etek, zil, çalmak sözlerinin sevinmekle  		bir ilgisinin olmadığı açık. Bazı deyimlerde ise sözcükler gerçek anlamlarını tamamen yitirmemiş olabilir.  		Örneğin; “Yükte hafif pahada ağır ne varsa getirin.” cümlesindeki altı çizili  		deyimde “yük” ve “paha” sözcüklerinin gerçek anlamlı olduğu açıktır. Deyimler genellikle bir eylem bildirir. Bu nedenle bir eylem gibi çekimlenebilir.  		Bu yönüyle atasözlerinden farklılık gösterir. Atasözleri daima cümle halinde  		bulunup yargı bildirirlerken, deyimler mastar olarak da kullanılabilir.  		Örneğin “küplere binmek” deyimdir ve “sinirlenmek” anlamındadır. Mastar  		halinde de anlamlıdır. Ancak bu açıklamaya uymayan deyimler de vardır. Örneğin,  		“Dün az kalsın kaza yapıyordum.” cümlesinde altı çizili söz deyim olarak  		verilmiş. Biz bu deyimi “az kalmak” şeklinde mastar olarak kullanamayız.  		Aslında bir eylem de bildirmeyen bu tür sözler, deyimlerin genel niteliklerine  		pek uymaz.