Fiillere,  		bağ-fiil eki dediğimiz eklerin getirilmesiyle yapılır; cümlede daima  		zarf olarak kullanılır. “Kapıyı  açınca karşımda onu gördüm.” “Soruları  çözdükçe konuyu daha iyi anlıyorum.” “Bize  haber vermeden gitmeyin sakın.” “Bu kağıdı  		müdüre imzalatıp geri getirin.” “Televizyon seyrederken çoğu kez uyuyakalırdı.” “Gezdiği  		yerleri anlata anlata bitiremiyordu.” “Sınıfa  girer girmez öğrencileri azarlamaya başladı.” “Sadece  		kitap okuyarak bu kadar bilgi kazanılamaz.” “Köyden  ayrılalı yaklaşık on yıl oldu.” “Ders  çalışmaksızın sınavı kazanacağını mı sanıyorsun?” cümlelerinde altı çizili sözcükler bağ-fiildir. Görüldüğü gibi yüklemin  		durumunu ya da zamanını bildirerek onun zarfı olmuşlardır. Bunlar  		arasında yapı bakımından diğerlerine benzemeyen bağfiil eki  “-ken” ekidir. Bu ek  		diğer fiilimsi eklerinin aksine kendinden önce bir çekim eki alarak  		kullanılır. Bunun nedeni “-ken” ekinin, ekfiilin bir bağ-fiil eki  		olmasındandır. Hatta bu özelliğinden dolayı isimleri bile zarf  		yapabilir. “Ben  çocukken burada yaşlı bir çınar ağacı vardı.” cümlesinde  		“-ken” eki “çocuk” ismini zarf yapmıştır. Elbette bu, bir  		fiilimsi değildir. Çünkü fiilimsiler fiillerden türeyen sözcüklerdir. Bağ-fiil  		eklerinin diğer fiilimsi eklerinden önemli bir farkı vardır. Diğer  		fiilimsilerden sonra isim çekim ekleri kullanılabildiği halde  		bağ-fiillerden sonra hiçbir çekim eki kullanılamaz. Bazı bölgelerde  		“koşaraktan” gibi kullanımlar görülse de yazı dilinde böyle bir kullanım  		yoktur. Fiilimsilerin cümledeki en önemli görevi yan cümlecik yapmasıdır. Bunu  		ileride “cümle çeşitleri” konusunda göreceğiz.